Benzersiz Kültür Mozaiğiyle Hatay – 1 (Antakya)

Ekim ayında bir haftasonu, uzun zamandır görmek için sabırsızlandığımız Hatay’a gezimizi planlayarak Ankara’dan yola çıkıyoruz. Kültürel mirasıyla, müzeleriyle, tarifsiz mutfağı ve doğal güzellikleriyle unutulmaz bir gezi bizi bekliyor…

St.Pierre Kilisesi

Sabah saatlerinde Hatay’a ulaşıyoruz, ilk durağımız St.Pierre Kilisesi. Habib-i Neccar Dağı eteğinde doğal bir mağaranın içinde bulunan bu kilise, tarihteki ilk kilise olarak biliniyor. Hz.İsa’nın havarilerinden Aziz Petrus ilk vaazı bu kilisede vermiş ve tarihteki ilk Papa olarak kabul ediliyor. Dolayısla bu kilisenin Katolikler için oldukça önemli bir yeri var. Kilise tabanındaki mozaikler ve St.Pierre’e ait heykel kilisede görülecekler arasında.

St.Pierre Kilisesi
Kilise içindeki mozaikler

Hatay Arkeoloji Müzesi

St.Pierre Kilisesi’nden ayrıldıktan sonra yakınlarda bulunan Hatay Arkeoloji Müzesi’ne geçiyoruz. Gezmeden önce de müzeden beklentim büyüktü ama bu kadarını açıkçası beklemiyordum, Türkiye’de gördüğüm en iyi arkeoloji müzesinin bu müze (yurtdışındaki iyi müzelerle de rahatlıkla yarışır) olduğunu söylemeliyim.

2014 yılından itibaren yeni binasında hizmet vermeye başlayan bu müzede, Hatay’ın tarihi mozaiğinden birbirinden güzel ve değerli eserleri görme şansı buluyoruz. Heykeller, mozaikler, lahitler… O kadar etkiliyeciydi ki Hatay’a sırf bu müzeyi tekrar görmek için bile giderim, mutlaka görülmeli diyorum…

Hatay Arkeoloji Müzesi
Hatay Arkeoloji Müzesinden – Şuppiluliuma Heykeli
Hatay Arkeoloji Müzesinden – Muhteşem Mozaikler
Hatay Arkeoloji Müzesi – Lahit Örnekleri

Müzedeki kültürel zenginlik ruhumuzu doyuruyor, şimdi ise karnımızı doyurma zamanı. Ki Hatay’da olma nedenlerimizden biri de benzersiz mutfağı. Hemen yola koyuluyoruz, tepsi kebabı için tercihimiz Mirioğlu Kasabı. Mekan küçük ama kalabalık. Biraz beklememiz gerekiyor ama sabrın sonu selamet, tepsi kebabının tadı damağımızda kalıyor 🙂

Meşhur Tepsi Kebabı – Mirioğlu Kasabı

Eski Antakya

Yemek sonrası rotamız Eski Antakya. Bu bölge adından da anlaşılacağı üzere şehrin tarihi merkezi. Önce kentin simgelerinden Uzun Çarşı’yı boydan boya geziyoruz. Çarşıdan sonra Kurtuluş Caddesi’ne yürüyor ve kentin bir diğer tarihi simgesi olan Habib-i Neccar Camisi’ne ulaşıyoruz. Bu caminin ülkemiz sınırlarında inşa edilmiş en eski cami olduğu kabul ediliyor. Adı ise Hz.İsa’nın havarilerine ilk inanan ve bu nedenle de canından olan Antakyalı bir marangozdan geliyor. Yani hikayesi kanımca Antakya’nın kültürel mozaiğinin en güzel örneğini yansıtmakta…

Uzun Çarşı
Habib-i Neccar Camisi

Caminin avlusunu ve içini gezdikten sonra Uzun Çarşı’ya geri dönüyoruz. Hatay’a gelip künefe yemeden dönmek olmaz 🙂 Meşhur Çınaraltı Künefe – Yusuf Usta’da künefelerimizi yiyor, çaylarımızı yudumluyor, enerji depoluyoruz.

Gezmeye kaldığımız yerden devam 🙂 Eski Antakya’nın şirin sokaklarını turluyor, evlerinin güzel mimarisini seyrediyoruz. Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden olan tarihi Ulu Cami’yi geziyor ve Asi Nehri kıyılarına ulaşıyoruz. Artık kente akşam iniyor…

Eski Antakya Evleri
Ulu Cami
Şehir Merkezi – Asi Nehri

Harbiye Şelaleleri

Güneş batarken kent merkezinden ayrılıyor, Harbiye Şelalelerine geçiyoruz. Harbiye tarihteki ilk (M.Ö. 195) olimpiyat festivalinin yapıldığı yer ve çok eski zamanlardan bu yana bölgede insan yerleşiminin olduğu düşünülüyor. Zira Hatay Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen birçok eser bu bölge ve civarda yapılan kazı çalışmalarında bulunmuş.

Şelaleri geziyor, yeşillikler içinde yürüyüş yapıyoruz, sonra günün yorgunluğunu atmak için bir mekana oturuyoruz. Doğal ortam ve temiz havanın tadını çıkartırken keyfimizi katlayan ise Hatay mutfağının eşsiz mezeleri oluyor…

Harbiye Şelaleleri
Hatay’ın eşsiz mutfağından örnekler

Arsuz

Deniz havası da alabilmek için konaklamayı Arsuz’da yapmayı planlamıştık. Harbiye’den ayrılıp Arsuz’a, otelimize geçiyoruz. Sabah kahvaltı sonrası Arsuz sahilinde yürüyüş yapıyor, deniz havasını içimize çekiyoruz. Bu uzun sahilin yaz aylarında fazlasıyla kalabalık olduğunu tahmin etmek zor değil ama sonbahardaki bu ıssızlığı, sakinliği de ayrıca güzel…

Arsuz Sahili

Arsuz sahilinde yaptığımız yürüyüş sonrası Ankara’ya dönüş yolundayız.

Hatay yeniden ve yeniden görülecekler arasında yerini çoktan aldı bile…

Gezi Tarihi: Ekim 2018

You may also like...

1 Response

  1. Hatice aksoy dedi ki:

    Çok güzel bir anlatım. Kutlarım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir