İlhan Berk’in Galatası

“İnsana dokunmak ihtiyacı veren bir güneş Galata Kulesi’ni aşarak büyük caddelere uzanıyor”… (İlhan Berk – İstanbul şiirinden)

İlhan Berk hemen hemen her şeyi şiire çevirebilen bakış açısıyla çok üreten, çok yazan şairlerimizden biri olmuştur. Birbirinden özgün, bazen anlaşılması zor denemeler yapmış, dilin sınırlarını zorlamıştır. İstanbul’a olan sevgisini de daha en başından ilk şiir kitabına “İstanbul” ismini vererek yansıtmış, bundan yaklaşık 40 yıl sonra peşpeşe yayımladığı “Galata” ve “Pera” ile şehrin kalbinin derinliklerine inmiştir. Her zamanki şiir gibi anlatımıyla…

İlhan Berk Galata kitabında, semtin tüm seceresini çıkarıyor. Nakış gibi işliyor tüm caddeleri, sokakları; ölçüyor, biçiyor, tarihe not düşüyor. Bir de kılavuzu var; Matrakçı Nasuh’un minyatürü. Anlatımına onla başlıyor, onla bitiriyor. Aralarda da sıklıkla minyatüre dönüyor, göndermelerde bulunuyor.

İlhan Berk, Galata’yı üç bölüme ayırarak anlatıyor. Tabii Galata’yı kulesinden başlayarak anlatmak gerek, yazarımız da öyle yapıyor. Galata’nın merkezinde yer alan ve İstanbul’un yedi tepesini (Saint Iren, Nuruosmaniye Camisi, Beyazıt Camisi, Sultan Selim Camisi, Fatih Camisi, Balat ve Yedikule) gören kuleyi tarihi bilgiler ve süslemelerle tasvirliyor.

Galata’nın merkezi – Galata Kulesi

Galata Kulesi’ni merkeze alarak başladığı anlatımına içerden dışarı 360 derece daireler çizerek devam ediyor. İlk kısım Voyvoda (sanırım bugünkü Bankalar Caddesi), İlk Belediye, Ziya Paşa Caddeleri ile başlıyor. Galata’nın en kilit caddelerinden ve Musevilerin o dönem yoğun olarak yaşadığı Büyük Hendek – Küçük Hendek Caddeleri ile devam ediyor. Ki bu Büyük Hendek üzerindeki Neve Şalom Sinagogu bu gerçekliğin pekiştiricisi olarak günümüzde de yerli yerinde duruyor.

Caddeler bitince sokaklarla devam ediyor İlhan Berk; Hacı Ali Sokağı, Kart Çınar Sokağı, Galata Kulesi Sokağı, Portakal Sokağı… Hepsinde anlatılacak ayrı bir güzellik hepsinde ayrı bir hava buluyor. Günümüzde de bu sokak ve cadde isimlerinin çok büyük kısmının aynı kaldığını görüyoruz. Birçok şeyin korunmadığı, değerinin bilinmediğini düşününce bu özgün ve güzel sokak-cadde isimlerinin aynı kalması gerçekten sevindirici…

Galata’da Tarihin İzleri

İkinci kısımda anlatım sırası Yüksekkaldırım, Galip Dede Caddeleri, Şahkulu Sokağı, Serdar-ı Ekrem Caddesi, Lüleci Hendek Caddesi, Zürafa ve Alageyik Sokakları’na geliyor. Yüksekkaldırım özel bir ilgi istiyor, İlhan Berk de sayfaların büyük kısmını bu özel caddeye ayırıyor ve 1984 yılından detaylı bir “Yüksekkaldırım” fotoğrafı çekiyor. Diğer cadde ve sokakların da hakkı yenmiyor elbette. Bir diğer önemli Galata figürü “Tünel” ise assolist gibi bu bölümün son kısmına saklanmış. Eşsiz tünel anlatımına yazarımız Sait Faik’i de katıyor…

İlhan Berk Galata’nın cadde ve sokaklarını anlatırken, Galata’da çeşitli zamanlarda yaşamış birçok yazar, şair ve sanatçıya da selam çakıyor. Örneğin; İlk Belediye Caddesi’nde Demir Özlü’yü, Yüksek Kaldırım’da Şeyh Galip’i, Şahkulubostanı Sokak’ta Salah Birsel’i, Serdar-ı Ekrem Sokak’ta Abidin Dino ve Cavit Yamaç’ı anıyor. Kitaptaki Abidin Dino’nun Galata motifli karakalem süslemelerine burada ayrı bir parantez açmak gerek; 8 sayfayı bulan bu özel çalışmalar bu özgün kitabın güzelliğine güzellik katmış…

Günümüzün Galatası-1

Üçüncü kısımda İlhan Berk Galata’nın Karaköy kısmına odaklanmış. Kemankeş, Rıhtım Caddeleri, Tersane Caddesi, Tophane, Yanıkkapı Sokağı, Leblebici Şaban, Kadem, Mangır Sokakları, Perşembe Pazarı ve Banker Sokak yine yazarın kendine has üslubuyla detaylıca tasvirleniyor. Bu kısımda özellike Banker Sokak’ta eski Galata Borsası’na ait ilginç bilgiler mevcut. Örneğin 18.yüzyılda yaşamış döneminin en güçlü bankeri ve işadamı Avram Kamondo’ya özel bir yer ayrılmış. Ki bankerin ismini verdiği Kamondo Merdivenleri , günümüzde Karaköy’de yerli yerinde durmakta. Yine adını verdiği Kamondo Han ise artık ayakta değil, ancak yıkıntıları görülebiliyor. Zamanında Kamondo Han’da Abidin Dino da yaşamış. İlhan Berk kitapta Abidin Dino’nun bu evine konuk olmuş sanatçıların listesini de vermiş ki, aklınıza kim geliyorsa bu listede var merak etmeyin 🙂

Kitabın son kısmında İlhan Berk Matrakçı Nasuh’un minyatürüne geri dönüyor. Önce minyatüre girmeyen Galata Sokakları’nın bir baladla gönüllerini alıyor, sonra minyatüre son kez selam çakıp “Galata”yı bitiriyor…

Günümüzün Galatası-2

Yazarın gözlem yeteneğine hayran kalmamak mümkün değil. Galata’da sadece sokakların, binaların, dükkanların değil gördüğü hemen her şeyin; mesela ağaçların, çiçeklerin, kuşların, hayvanların listesini tutuyor. Zaman zaman verdiği anekdotlarla sisli bir tarih perdesi indiriyor. Şimdiki mekandan kendini soyutluyor, başka bir boyuta geçiyor sanki. Ve Galata’nın kılcal damarlarına kadar haritası çıkıyor en sonunda. İmrenmemek mümkün değil ama bu da ayrı bir yetkinlik bence; böylesine kaybolarak gezebilmek sokaklarda, binalar, dükkanlar arasında karış karış, zamansızca, her şeyden uzak, şiir gibi…

O zaman İlhan Berk’in de dediği gibi;

“Galata bir gün yıkılınca bu kitaba göre kurulsun”

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir