Oruç Aruoba’ya Saygıyla…

“-Bugün, şimdi, yalnızca ben biliyorum; ben de öldüğümde de, artık, kimse bilmeyecek…”

Haberi aldığımda ilk aklıma gelen İle‘deki insanı beyninden vurulmuşa döndüren bu son cümle oldu… Ve işte ne kadar inanmak istemesem de, sen de gitmiştin…

 Seninle, daha doğrusu kitaplarınla bundan yaklaşık 20 sene önce tanışmıştım. Yeni tanıştığım bir arkadaşım, o zamanki ruh halime uygun görüp, bana İle‘yi okumamı tavsiye etmişti. İsmini hiç duymadığım ve de adını hayli ilginç bulduğum bu kitabı merak ettiğimi hatırlıyorum. Ama etkisi hiç beklemediğim kadar büyük olacaktı… Kitabın her cümlesini “Evet evet tam olarak böyle düşünüyorum, aynen böyle hissediyorum” diye diye bir çırpıda okumuş, kendi içimde dile getirmeyi beceremediğim bu düşünce ve hislerin bir başkası tarafından böyle dile getirebilmesiyle hem bir anlamda kendimi keşfetmiş hem de yazarına yani sana hayran kalmıştım.

Sonra senin her okuduğum kitabın bir şeyler kattı bana… Hani, De ki İşte, Uzak, Yakın, Yürüme, Tümceler, Ne ki Hiç, Ol/An derken tüm külliyatını okudum. Felsefeye ilgim senle daha da arttı, Haiku’yu sende tanıdım ve sevdim.

Acaba yeni bir kitap daha çıkarır mı diyordum kendi kendime. Kitap fuarlarında Metis Yayınları’na ait standa heyecanla gidiyor yeni bir şeyler arıyordu gözlerim. Boşunaydı belki bu beklentim, sen söylenebilecek her şeyi daha önce söylemiştin…

Sen benim bire bir tanımadığım ama hep tanıyormuşum gibi hissettiğim kılavuzlarımdan biriydin. Şu an olduğum kişiysem, bunda senin de hiç azımsanmayacak bir payın var.Teşekkürler üstat, yaşamıma anlam kattığın ve tüm öğrettiklerin için… Huzurla, ışıklar içinde uyu, ruhun şad olsun…

Son cümleler yine senden olsun:

“Kalabildiğimiz tek yer, ötekilerin bellekleridir – belleklerde – ötekilerininkilerde…”

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir